mikroskobu kim icat etti yada kim bulmuştur
Gözle görülmeyen maddelerin
incelenebilmesi amacı ile kullanılan mikroskop, ilk olarak XVII.
Yüzyılda ortaya çıktı. Bu basit araç, iki lamdan oluşuyordu. Bu lamdan
birinin, diğerinin içinde kaydırılması aracılığı ile maddeleri büyütmek
ve yansıtmak mümkün oluyordu.
Önceleri yalnızca, içinden görülemeyen maddeleri inceleyebilen
mikroskoplar, yüzyılın sonralarında İtalyan bilgini Campari’nin icadı
ile artık homojen maddeleri de inceleyebilecek kapasiteye ulaştır.
Hollandalı Anton van leeuwenhoek’un icat ettiği tek mercekli basit
mikroskoptan sonra, ilk karmaşık yapılı mikroskop 1590 yılında Zacharias
Janssen tarafından bulunmuştur.
Yunanca’da küçük anlamına gelen “micros” ile bakmak anlamına gelen
“skopeein” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan ve mikroskop adını taşıyan
alet, temelde göz merceği ve objektif olmak üzere iki mercekten
yapılmıştır. Objektif, incelenmekte olan maddeyi büyütür, göz merceği
ise görüntüyü daha da büyük duruma getirir.
İncelenmek istenen maddeler, mikroskobun cam bölümüne konur. Maddelerin
iyi görülmesi, bu camın çok ince olup, ışığı iyi geçirebilmesinden
kaynaklanırı. Mikroskoplarda ışık yansıması, aynalar aracılığıyla
gerçekleştirilir. Çok geliştirilmiş elektronik mikroskoplar, maddeleri
milyonlarca kez büyütebilecek kapasitededirler.
Bir mikroskobun temel parçaları, aydınlatma görevi veren bir
kondansatör, yansıtmayı gerçekleştirilen ayar vidaları ve kondansatöre
giden ışık miktarını kontrol eden diyaframdır.
Karmaşık mikroskop ne zaman bulundu?
Basit mikropların maddeleri büyütebilme kapasiteleri sınırlı olduğundan,
iki ana mercek sistemi içeren karmaşık mikroskop bulundu. 1624 yılında
cornelis drebbel’in bulduğu aygıtı gören Galileo Galilel, hemen aracı
geliştirdi ve yeni mikroskoba, “casus camı” adını verdi. Bu mikroskopta,
birinci sistemin büyüttüğü görüntü, ikinci sisteme yansıyarak daha da
büyütülmüş oluyor. Maddeleri 2 bin kez büyüten bu araç, özellikle
bakteri ve virüslerin incelenmesinde kullanılarak, pek çok hastalığın
tanı ve tedavisinde yararlı oluyor.
Mikroskobun kullanımı ne zaman yaygınlaştı?
Mikroskop, keşfedilmesinden bu yana hep yararlı olmuştur. Ancak, son
yirmi yıldırı gerçekleştirilen teknolojik fazla oranda
yararlanılabilmesini sağladı.
Hastanelerde, hastalıkların tanınması ve tedavisinde kullanılan
mikroskop, ayrıca operatörlere, bedenin kulak, göz gibi en duyarlı
organlarına yaptıkları operasyonlarda da yardımcı olur.
Elektronik endüstrisinde titizlik gerektiren işlerde yarar sağlayan bu
araç, en çok laboratuarlarda işe yaramaktadır. Bitki ve hayvan
hücrelerinin incelenmesi ile petroloji ve metalurji dallarında, kayalar
ve metallerle ilgili bilgi edinmek amacı ile kullanılır.
Sonuçta, tüm ayrıntılı araştırmaların vazgeçilmez aracı olan mikroskop, uygarlığın gelişmesinde temel rol oynar.
Elektrdon mikroskobu ne zaman bulundu?
mikroskop2İlk elektron mikroskobun 1932 yılında Berlin’de M.Knoli ve
E.Ruska tarafından yapılmasından sonra, hızlı bir gelişme kaydedildi ve
büyütme oranı 17 kez den 700 e çıkarıldı.
Bu aracın işleyebilmesi ve optik sütunda, elektronların çabucak
bölünerek görüntü verebilmeleri için, bir emme olayının
gerçekleşebilmesi gerekiyor. İşte bu emmenin elde edilmesinde
karşılaşılan zorluklar, bilginlerin zihnini zorluyordu.
Sonunda, 1936 yılında pratik olarak kullanıma sokulan elektron
mikroskobu, günümüzde o denli geliştirildi ki, maddelerin yüz binlerce
kez büyütülebilmesi mümkün oldu.
Fransız fizikçi Louis de broglie, bu tür mikroskobun gerçek babası
sayılıyor. Çünkü broglie, elektronların, tıpkı ses ve ışık gibi havada
dalgalar halinde yayılma özelliklerini fark ederek, yıllar sonra
yapılacak olan elektron mikroskobunun kuramını buldu.
Mikroskobu ilk önce Hollandalı
Zacharios Janssesnd’in 1590 dolaylarında bir teleskopu tadil etmek
suretiyle meydana getirdiği kabul edilmektedir. Ancak bu sıralarda başka
Hollandalı, Alman, İngiliz ve İtalyan bilginleri de mercek sistemi
tersine çevrilmiş bir teleskopun, cisimleri büyütmek için
kullanabileceğinin farkına varmışlar. İnsan gözü tabi bir
mikroskoptur.Uzaktaki cisimler ufak gözükürler. Cisimler yaklaştıkça
teferruatı daha iyi seçilmeye başlanır. Göz sonsuz, bir uyum özelliğine
sahip olmasaydı mikroskoba ihtiyaç olmazdı.
Bugünkü mikroskobun ana prensiplerini ise 17. asırda Hollandalı Antoni van Leeuwenhoek ve İngiliz Robert Hooke bulmuşlardır.
"Mikroskop" deyimi, Yunanca "mikro" ve "skop" kelimelerinden meydana
gelmiş bileşik bir kelimedir."Mikro-küçük" "skop"ise "bakıcı,gözleyici”
anlamına gelir.Deyimi bütünüyle ele aldığımız zaman, "küçük şeylere
bakıcı/ küçük şeyleri gören" anlamı ortaya çıkacaktır. Gerçekten de,bir
mikroskop,gözle (çıplak gözle) görülemeyecek kadar küçük şeylerin
gözlenip incelenmesi,görülebilmesi amacıyla kullanılır.
Normal olarak, herhangi bir obje (nesne/cisim)göze yaklaştıkça, yakın
getirildikçe büyür. Fakat 25-30 santimden fazla yaklaştığında artık
netliğini kaybetmeğe başlar.Buna" odak dışı" olma denilir. Gözle aynı
obje arasına basit bir yakınsak (içbükey)mercek yerleştirildiği zaman,
obje 25-30 santimden daha yakına getirilebilir ve hala "odakta" dır.
Basit bir örnek olarak "büyülteç"i gösterebiliriz.Sıradan "büyülteç"ler,
aslında "basit mikroskop" lar olarak kabul edilmelidir. Çok eski
zamanlardan beri de bu amaçla kullanılagelmiştir.
Ancak, konumuza başlık olan "mikroskobun keşfi",daha karışık yapıdaki modern mikroskopla ilgilidir.
Bu tür mikroskopda, "büyültme" iki aşamalıdır. "Objektü" diye
isimlendirilen mercek,primer (ilk) büyültülmüş görüntüyü verir. Bir de
gözle bakılan ve "okular" adı verilen mercek vardır ki, ilk görüntüyü
büyültür. Gerçekte, gerek objektif ve gerekse gözle bakılan kısım,birkaç
mercekten meydana gelen "mercek gurupları" niteliğindedir.
Sözü edilen mikroskop 1590 ile 1610 yılları arasında keşfedilmiştir.
Bunu bulan kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kaynaklar Galileo
(Galile)`yi öne sürmektedirler. Bazı kimselere göre de, "mikroskobun
babası" Leeuwenhoek adındaki Hollandalı bir bilim adamıdır. Ancak, bu
şahıs mikroskobu keşfetmemiş, fakat mikroskopla bir çok keşiflerde
bulunmuştur.
Nitekim, pire, bit ve benzeri daha nice küçük yaratığın "yumurtadan
geldiği"ni bulan Leemvenhoek`dur.Hayatmprotozoa ve bakteri gibi
mikroskobik (çok küçük) formlarını ilk gören de gene bu Hollandalıdır.
Leeuwenhoek, kendi mikroskobuyla bütün olarak "kan dolaşımı" nı ilk kez
gözlemiştir.